KEMAL ŞAHİN

Kemal Şahin – İş dünyasında bir şahin

ATİAD’ın Kurucu Başkanı ve Premium Üyesi Santex’in Kurucusu Kemal Şahin, mühendislik okumak için geldiği Aachen’da kurduğu hediyelik eşya dükkanından on binlerce insana istihdam sağlayan bir holding devine dönüşünün hikayesini nasıl yazdığını anlattı.

Members: Kemal Bey bize kendinizden bahseder misiniz?

Kemal Şahin: Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Taşlıpınar Köyü’nde doğdum. Liseyi bitirdikten sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ni kazanmıştım, oraya gidecektim. O sırada Almanya’dan bir burs kazandım, Aachen Teknik Üniversitesi’nden ve oraya gitmeye karar verdim. Almanya’da Almanca öğrendikten sonra, Aaachen’da okumaya başladım. Amacım Almanya’yı tanımaktı. Almanya mühendislik alanında tanınmış bir ülkeydi. Rahmetli babam vasıtasıyla da Almanya’ya bir sempatim vardı. Amerika’ya da gidebilirdim, Fransa’ya da gidebilirdim. Ancak Almanya’da Türklerin olması da benim için bir avantajdı. Aachen Üniversitesi mühendislik alanında belki de Dünya’nın en iyi üniversitesi. Şehri araştırdım. Belçika’ya, Fransa’ya yakın. Daha sonra birçok Avrupa kentini tanımama, görmeme de vesile oldu. Mühendisliği bitirdim. Ama mühendislik yapmadım, sadece stajlarda mühendislik yaptım. Ve ticarete başladım. 5 bin Mark’la. Hediyelik eşya dükkanı açtım ve o çok hoşuma gitti. Baktım altı ay sonra para da kazanıyorum. Ondan sonra devam ettim.

Members: Girişimcilik hikayeniz nasıl başladı? Sizi ticarete çeken faktörler nelerdi?

Kemal Şahin: Ben de bilmiyordum, ama benim içimde ciddi bir ticaret ve girişimcilik ruhu, iş adamı olma potansiyeli varmış. O yeteneğimi bilmiyordum. İyi bir mühendis olduğumu düşünüyordum. Üniversite yıllarında fizik, matematik, kimya testlerinden hep iyi sonuçlar alıyordum. Fakat ona rağmen mühendis olarak çalışmayı düşünmedim. Aachen’da küçük bir dükkanla başladım. Gerçekten severek yaptım, günde on sekiz saat çalıştım. Ticareti çok hızlı bir şekilde öğrendim ve çok hızlı para kazandığımı da gördüm. Daha sonra insanlara iş vermeye başladım.  İlk önceleri Türkiye’den bazı ürünleri alıp satmaya başladım. T-shirt falan. Almanya’ya ithal etmeye başladım. Ama öyle bir talep geldi ki, baktım Türkiye’deki insanlar bu talebe cevap veremiyorlar, boyunu posunu iyi yapamıyorlar, enini boyunu iyi yapamıyorlar. Ben de dedim en iyisi küçük bir fabrika kurayım. Bir bodrum katında küçük bir atölye açtık. O atölyede ağabeylerimi de yanıma aldım. Başka ortaklarımız da vardı. Küçük bir koleksiyon yaptım, 6-7 ürün.  O sırada askere gittim. Ben askerden döndükten sonra bizim cirolarımız 5-10 misli arttı. Demek ki yaptığımız ürün doğru, orada bulduğumuz pazar doğruydu. Aslında ben pazardan büyüdüm ve o pazarı büyüterek gitgide işlerimi de büyüttüm. 3-4 sene sonra tekstilde Türkiye’nin en büyük ihracatçısı olduk. Daha sonra değişik ülkelere gittik, değişik koleksiyonlar yaptık. Parekendeye girdik, dünyaya açıldık. 5 kıtada firmalar kurduk, Şahinler Holding’i meydana getirdik. Daha sonra krizler yaşadık, tekstil sektörü fazla para getirmez oldu ve farklı sektörlere girdik. Mesela turizm iyi bir sektör oldu, orada büyümeye devam ediyoruz. Avrupa Serbest Bölgesi çok örnek bir serbest bölge oldu, orada da büyümeye devam ediyoruz. İnşaata girdik. Dolayısıyla böyle 5 farklı sektörde faaliyet gösteren derli toplu bir holding haline geldik. İnşallah bu şekilde hep birlikte yola devam edeceğiz.

Members: O yıllarda Almanya’da zorluklarla karşılaştınız mı? 

Kemal Şahin: Almanya’da Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ettim. Onlar bana akıl verdi. Nasıl izin alınır, neler yapabiliriz, çalışma iznini nasıl alırız, diye. Yabancılar dairesine gittim. O zamanlar izin vermiyorlardı. Ama ben ikna ettim insanları. Türkiye’ye dönmem gerekiyordu. Ama orada çalışmayı da çok istedim. Gerçekten bir şekilde izin aldım.

Members: ATİAD’ın kurulmasında büyük emekleriniz var. Önümüzdeki yıl otuzuncu yaşını kutlayacak bir iş dünyası örgütünün kurucu başkanı olarak önemli işleri gerçekleştirdiniz. ATİAD, Almanya ile Türkiye arasında ikili ilişkilerin gelişmesinde etkin roller üstlendi. Geçmiş otuz yıla baktığınızda öne çıkan olaylar, şahsiyetler ve başarılar olarak neler aklınıza geliyor?      

Kemal Şahin: ATİAD gerçekten Almanya’daki Türklerin kurduğu çok kurumsal bir dernek oldu. Oranın iş dünyasını kucakladı. Türkiye ile ilişkiler kurdu. Gümrük Birliği’ne girmemiz, Avrupa Birliği’ne yaklaşmamız, vergilerin kaldırılması konusu vardı. Bu alanda yoğun bir lobi faaliyeti yaptık. Antalya’da otelde Avrupa Parlamentosu’ndan bir dostluk grubunu ağırladık. Onlar daha sonra Avrupa Parlamentosu’nda bizim lehimize oy kullandılar. Avrupa Parlamentosu’nu ziyaret ettik. İnsanlara anlattık bunun önemini, dostlar kazandık Almanya’da. Her sene Türkiye’ye geldik, Demirel’i, Özal’ı ziyaret ettik. Türkiye ile Almanya arasında hem siyasi hem ekonomik olarak köprü işlevi gördük. Dolayısıyla gerçekten örnek alınacak bir kuruluş olduk. Daha sonra bizi örnek alarak Türkiye’de ve Almanya’da çok kuruluşlar oluştu. Bugünkü DEİK’in temelini de biz ATİAD’la beraber attık. ATİAD 30 yılını kavgasız bir şekilde, demokratik seçimlerimizle, çaılşmalarımızla, birliğimizle çok örnek bir kurum olarak geçirdi. Ben de halen destekliyorum.

Members: Hem Türkiye’de hem de Almanya’da devletin en üst makamları tarafından ödüllendirildiniz. İki ülkeyi de, ülke insanlarını da çok yakından tanıyorsunuz. Bunun size kazandırdıkları oldu mu?

Kemal Şahin: ATİAD’la Türkiye ile Almanya arasında ciddi hatlar kurduk. O zaman ihracatın yarısı tekstildi. Tekstil ihracatının neredeyse yarıdan fazlasını bizim grup yapıyordu. O kadar iddalıydık. O gücümüzü Almanya’daki Türkler için de kullanmayı istedik. ATİAD’ı kurduktan sonra her sene Türkiye’ye gidiyorduk. Hükümet temsilcileriyle, bakanlarla, siyasi parti liderleriyle görüşüyorduk. Milletvekilleriyle toplantılar yapıyorduk. Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı ziyaret ediyorduk. Ondan sonra bir vakıf kurduk. O vakıfla Dünya iş adamlarını toplamaya çalıştık. Dolayısıyla iş yaparken elde ettiğimiz tecrübelerimizi sivil toplum örgütlerine aktardık. Süleyman Demirel 15 kişiye Üstün Hizmet Madalyası verdi. Onu bizim üyelerimizdi. Bu çalışmalarımız bana hem Almanya’dan hem Türkiye’den üstün hizmet madalyası kazandırdı. Yani benim çalışmalarımın hep yüzde otuzu sivil toplum örgütleri, hayır işleriydi, halen de devam ediyorum. Halen yüzde otuzunu maddi manevi insanların hayatına dokunup hem ülkeler ve kültürler arasındaki dostlukları yaymaya hem de özellikle de eğitim alanında ihtiyacı olan gençlere yardım etmek, iyi bir kariyer yapmalarına vesile olup katkı sağlamaya devam ediyorum. 

Members: Gençlere eğitim konusunda ciddi hassasiyetleriniz var. Bu konudaki inisiyatiflerinizle ne gibi çalışmalara imza atıyorsunuz?

Kemal Şahin: Ben ATİAD’dan sonra TD-IHK’yı da kurdum. Bizim örgütlendiğimizi ve bu işleri yaptığımızı bildiği için odalar birliği başkanı benden rica etti. Onun da kurucu başkanıyım. O da önemli bir kurum. Tayyip Erdoğan ile Schröder’i bir araya getirdik.  Büyük kongreler yaptık. Türkiye’ye yatırım yapılmasını sağladık. Ben derneklerde hep iki üç sene başkanlık yapıp çekildim. Sonra şunu düşündüm. Biz sadece bugünü değil, geleceği de yönetmek zorundayız. Geleceği de en iyi şekilde kurmamız lazım. Onun için eğitim vakıflarını kurduk. Alman arkadaşlarımıza gençlik platformu kurduk. Yurt dışındaki en büyük gençlik platformu Türk-Alman Akademisyenler ve Öğrenciler Birliği’ni kurduk. Halen onlar da faaliyetlerine devam ediyor. 18 yıl oldu. Türk-Alman Eğitim Vakfı’nı kurduk. On binlerce çoçuğa burs verdik. Çünkü ne kadar yetenekli çocukları, fakir çocukları yukarıya çıkarırsak, iyi yöneticiler yetiştirirsek ülke geleceğini o kadar iyi şekillendiririz. Türkiye’de herkes çok gençlerimiz olduğunu söyler, ama onları geliştirmeyi ve verimli hale getirmeyi çoğu düşünmüyor. Potansiyel var. Biz o potansiyele dokunup, bu yönümüzle de çok insan yetişmesine vesile olduk. Onlarla ben gurur duyuyorum.

Members: İş hayatında büyük başarılar elde ettiniz. Birçok insan için rol model oldunuz. Böyle bir hayal kurmuş muydunuz? Daha neleri gerçekleştirmeyi hayal ediyorsunuz?

Kemal Şahin: Tabi böyle bir holding kuracağımı, böyle paralar kazanacağımı, büyük başarılar elde edeceğimi, onbinlerce insana istihdan sağlayacağımı, ülkeler arası dernekler kuracağımı hayal etmedim. Ama adım adım gittikçe, kendimizdeki gücü, kendimizdeki becerilerimizi gördükçe güzel şeyler olacağına olan inancım arttı. Bu inancımın arttmasında hem Alman hem de Türk özelliklerini bilmek ve bunu olumlu bir şekilde birleştirmek de önemli bir etkendi. Her sene bir sonraki üç yılı görerek ona göre planlar yaptım. Basamakları çıka çıka geldiğim en son noktada, şu anda, herşeyi yapabileceğimize inancımız oluştu. Temel motivasyonum bu diyebilirim. Ama neden işadamı oldunuz ve bu kadar insanlara yardım ettiniz diye sorarsanız; ben fakir bir köyde okudum, burslarla geldim buralara. Onun için burs verdim, burs vermeyi düşündüm, Tabi o fakir bölgeye ana-baba ocağımıza, başta köylülerimize, onlara hem eğitim açısından hem iş açısından yardım ettim, önder oldum. Ve o bölgede binlerce insan gerçekten demokratik, kavga yapmayan, üreten insanlar haline geldi. Ve doğaya da dokunduk. Gerçekten insanların bir yere gelmesi, doğaya yardımcı olmak, fakirliği aşmak temel motivasyonum.

Members: Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Yeni normaller, belirsizlikler ve alternatif çalışma koşulları hayatımızın birer parçası oldu. Bu süreci siz nasıl yaşadınız? Geleceğe bakışınız nasıl? Nasıl bir iş dünyasına hazırlıklı olmalıyız?

Kemal Şahin: 2020 yılı mart ayı gerçekten şoktu. Hem iş hem holding hem de kendim için. Evlere hapis olduk. Artık bununla yaşar olduk. Ama bunlar yeni şeyler getirdi, hem bizde hem de ekonomide. Birincisi dijitalleşiyoruz aslında. Toplantılarımızı daha verimli yapıyoruz, daha hızlı yapıyoruz. Dünyadaki arkadaşlarımızla her iki haftada bir bağlanıyoruz. Seyahatler azaldı, benzin masrafları azaldı. Birbirimize daha çok yakınlaştık. Daha sık toplanmaya başladık. Almanya’dan, Antalya’dan, dünyanın dört bir yanından herkesi topluyoruz. Herkes herkesle konuşuyor ve herkesin bilgisi herkese gidiyor. Bu benim için önemli bir verim kaynağı çalışmamız için. Gelecekte de bu yönde ilerleyeceğiz. Ama ben özel olarak daha az çalışıyorum. Daha az seyahat ediyorum. Dolayısıyla daha çok düşünen, daha çok fikir üreten bir noktaya geldim. Bu pandemide güzel projeler yaptık, güzel neticeler aldık. Almanya’da devam edeceğiz. Vizyon olarak gelecekteki başarılarımızın alt yapısına da katkı sağladık. Çünkü çok zamanımız vardı çok düşündük. Bol bol spor yaptım, daha çok spor yaptım. Beslenmeye çok dikkat ettim. Pandemi normal bir hayat standardı oldu.

En Güncel Yazılar